Yeryüzündeki suların, yağış ve benzer durumlarla birlikte tabakalardan alt katmana sızması sonucunda yer altı suları oluşmaktadır. Yer altı suları, yüzyıllardır şehirlerin, akarsuların veya tesislerin su ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmektedir. Çeşitli yöntemlerle yeryüzüne çıkarılabilen sular, günümüzde birçok farklı alanda kullanılabilmektedir. “Yerin kaç metre altından su çıkar?” sorusunun cevabını bulabilmek için kaynağın derinliğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yer altı suları, her bölgede farklı derinliklerde olabilmektedir. Sondaj yöntemiyle ulaşılabilen sular bazen 1000 metre, bazen ise 100 metrede çıkabilmektedir. Bu derinliklere göre de uygulanan sondaj teknikleri değişiklik gösterebilmektedir. Sondaj yöntemiyle açılan su kuyularından çıkabilecek olan su miktarı da yapılan analiz çalışmalarından sonra anlaşılabilmektedir.
Yerin altındaki suların kullanıma hazır hale getirilmesi için çeşitli teknikler uygulanmaktadır. Bu tekniklerin en yaygın bilineni ise sondaj yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Yer altındaki suların çıkarılması için öncelikle sondajın derinliğinin bilinmesi gerekmektedir. Sondaj derinliği ölçümünden sonra suyun derinliği, tabakası ve kullanılabilir olup olmadığı gibi bilgilere ulaşılabilmektedir. Yapılan bu derinlik ölçümü işlemleri sayesinde rastgele kuyu açılımının önüne geçilebilmektedir. Sondaja geçmeden önce ise zeminin sahip olduğu özelliklere göre kuyu açma işlemi gerçekleştirilmektedir. Eğer zemin yumuşak ise yer altı su çıkarma işleminde çamur sirkülasyonu yöntemiyle kullanılmaktadır. Aksi durumda yani zeminin sert olması halinde ise hava sirkülasyonu yöntemi tercih edilmektedir. Çamur sirkülasyonunda ilerleme hızı diğerine göre oldukça düşüktür. Aynı zamanda kuyunun çap genişliği de sürenin uzamasına etki edebilmektedir. Havalı sondajlarda kayalar kırılarak zemindeki suya ulaşılmaktadır.
Toprak altındaki su hacmi, yapılan çeşitli inceleme işlemleriyle elde edilebilmektedir. Toprağın altında su olup olmadığını anlayabilmek için zeminin yapısına detaylı bakmak gerekmektedir. Yapılacak olan inceleme çalışmaları kapsamında bölgedeki var olma ihtimalinin düşünüldüğü su kuyularının hacimleri de öğrenilebilmektedir. Bir alandaki çakıl veya kum katmanlarında kil tabakası görülüyor ise orada su olma ihtimali yüksek görülmektedir. Özellikle vadi gibi alanlarda görülebilen killi tabaka özelliği, bölgede su çıkma ihtimalinin yüksek olduğunun göstergesi olmaktadır. Belirtilerin tespit edilmesinden sonra sondaj işlemi için gerekli hazırlık aşamasına geçilebilmektedir. Su çıkma ihtimali olmayan arazilere sondaj işlemi yapıldığında zaman başta olmak üzere maddi kayıplar yaşanabilmektedir. Bu nedenle mutlaka sondaj işlemi yapmadan önce uygun arazi koşullarının tespit edilmesi gerekmektedir.
Herhangi bir topraktan su çıkarılmak isteniyorsa bölgenin arazinin yüksek değil alçak olmasına dikkat edilmelidir. Yüksek rakımdaki araziler, sondaj açısından uygun görülmemektedir. Bununla birlikte sondaj yapılacak olan civarda farklı su kuyuları var ise o bölgede su bulma ihtimalinin yüksek olduğu düşünülebilmektedir. Bunun için akarsu çevresinde yapılan sondaj işlemlerinin başarı oranının daha fazla olduğu bilinmektedir.
Toprak altındaki suyu bulmak için “Su sondajı nasıl yapılır? sorusunun cevabının iyi bilinmesi gerekmektedir. Uzmanlık isteyen işlemler arasında yer alan sondaj tekniği, şebeke suyundan daha ekonomik olması nedeniyle tercih edilmektedir. Toprak altındaki suyun tespiti için öncelikle zeminin iyi derecede analiz edilmesi gerekmektedir. Uzmanlar tarafından yapılan zemin araştırmasından sonra bölgede su olduğuna kanaat getirilirse Devlet Su İşleri’nden alınan izinler doğrultusunda sondaj işlemleri başlatılabilmektedir. Toprağın sahip olduğu yapı, bölgede su olup olmadığına dair gerekli ipuçlarını vermektedir. Gerekli izinlerinden alınmasından sonra zeminin yapısına göre sondaj tekniği uygulanmaktadır.
Yumuşak toprakların aksine sert kayaların bulunduğu bölgede de sondaj işlemi yapılabilmektedir. Yapılan inceleme çalışmaları doğrultusunda açılacak olan su kuyusunun maliyeti, zeminin derinliğine göre değişebilmektedir. Bu nedenle suların yeryüzüne ne kadar yakın olup olmadığı maliyet belirleme safhasında esas alınmaktadır. Öte yandan arazi yapısına göre suyu çıkarmak için kuyuyu güçlendirmek gerekecek ise bu durumlarda da maliyetler benzer şekilde artış gösterebilmektedir.